r10.net Seo Yarışması

26 Kasım 2008

Yaz çiz karala...

Bildiğiniz gibi r10.net'in hemen hemen her yıl düzenlediği seo yarışmaları var.Bunlardan biride "adtech ile reklam 2.0 dönemi başlıyor ve Trkycmhrytllbtpydrklcktr r10.net seo yarışması"

Yarışmaya katılan arkadaşımın kaçıncı sırada olduğuna bakmak için Google'da arama yaparken 5. sırada olan arkadaşımın arka sayfalara uçtuğunu ve 1. 2. 3. ve diğerlerinin olmayacak şekilde yer değiştirdiğini gördüm.Takip ettiğim kadarıyla sitesi kapalı olan 2. sıradaki yarışmacı 1. sıraya zıplamış xD

Google bu aralar çok adaletsizlik yapıyor dersek herhalde kızmaz bize x)

Neyse bütün r10.net Seo yarışmacılarına başarılar dilerim...

İyiler her zaman kazanır...


tr0yan0.blogspot.com

Troya gösterisine davetlisiniz!



28 Kasım'daki muhteşem Troya gösterisi için yarışmamız tekrar başlıyor. Yapmanız gereken tek şey formumuzu doldurmak!

Genel Sanat Yönetmenliğini Mustafa Erdoğan’ın yaptığı Troya, 120 kişiden oluşan dev dansçı kadrosuyla İstanbul Gösteri Merkezinde izleyicisiyle buluşuyor.

28 Kasım’daki muhteşem Troya şöleninin davetlisi olmak için formumuzu dolduran ilk 500. ve 700. kişi olmanız yeterli.

Troya gösterisine çift kişilik davetiye kazanmak için tıklayınız!

Program:

Yer : İstanbul Gösteri Merkezi (eski mydonose showland)
Tarih : 28 Kasım 2008
Saat : 21:00

Yarışma Hakkında:

-Davetiyeler formu dolduran ilk 500. ve 700. olan 2 çifte verilecektir.

-Davetiyeler çift kişiliktir.

-Kazanan talihlilerin isimleri 27 Kasım Perşembe günü saat 17:00’de ilan edilecek ve e-posta ile bilgilendirileceklerdir.

-Kazanan isimler e-posta ile bilgilendirileceklerdir.

-Yarışmaya bir kişi sadece bir kez katılıp hediye kazanabilir.

-Davetiye kazanmak için doğal olmayan yollar ile form dolduran kullanıcılar yarışmadan diskalifiye edilecektir.


Troya gösterisi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.


tr0yan0.blogspot.com

Yazar Pınar Kür "Hacker" kurbanı

DÜN sabah Pınar Kür’ün dostları ve tanıdıkları kendisinin hotmail adresinden gelen tuhaf bir e-posta’yla şaşırdı

Kür imzasıyla yazılmış İngilizce e-posta’da, sözde, yazar bir iş gezisi için bulunduğu Nijerya’da cüzdanını çaldırdığını ve parasız kaldığını belirtiyor; acilen kendisine 3 bin 500 dolar gönderilmesini istiyordu. Pınar Kür, “On gündür hotmail’ime giremiyordum. Adresimi hotmail’in ABD sitesinden almıştım; muhtemelen bir ABD’li hacker hesabıma girmiş ve benim burada tanındığımı bilmeyerek bu mail’i göndermiş” dedi.

Osmanlı Cumhuriyeti

Yaz çiz karala...

Benim aklıma Komedi denilince Ata Demirer ve Yılmaz Erdoğan , Ata Demirer ve Yılmaz Erdoğan denilince de komedi gelir.Komedi sanatını en iyi canlandıranlardan biri olan Yılmaz Erdoğan ile şimdilik bir işimiz yok lakin onuda çok sevdiğimi dile getireyim.

Konumuz Ata Demirer , komedi , Osmanlı Cumhuriyeti...

Filmin ilk yarısında Atatürk’ün hiç lider olmaması, Kurtuluş Savaşı’nın yapılmamasıyla cumhuriyet değil Osmanlı Cumhuriyeti’nin günümüze uyarlanmış devamı anlatılıyor. Türkiye Cumhuriyeti yerine Osmanlı Cumhuriyeti’nin devam etmesi, ülkede yabancıların toprakları paylaşması, Ankara’nın başkent olmaması, padişahın olması, hükümetin AB yanlısı olması, tabelaların, plakaların hem Türkçe, hem Arapça olması, padişahın kaftanının altında takım elbise olması gibi trajikomik ayrıntılar filmin hikâyesini oluşturuyor.

Filmin ikinci yarısında ise Atatürk’ün var olduğu bir Türkiye Cumhuriyeti anlatılıyor.

Arabesk (1989) ve Kahpe Bizans (1999) filmleriyle tanıdığımız Gani Müjde ayrıca birçok diziye de senarist olarak imza attı. Senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı son filmi Osmanlı Cumhuriyeti’ndeki sürpriz isim ise Ata Demirer. Ünlü komedyen Osmanlı padişahı 7. Osman’ı canlandıracak.


İyi Seyirler...


Tr0yan0.blogspot.com

E-mail Kutunuza Neler Geliyor ve Niçin Geliyor ?

Yaz çiz karala.Tamda birşeyler aklıma gelmiyor derken bloguma ( tr0yan0.blogspot.com ) bakarken e-mail hakkında kısa bir bilgi vereyim dedim.İyi dinleyin xD

Şimdi sizlere e-mail kutunuza neler geliyor diye absürd bir soru soracağım? Siz de bana sanane bee, diyeceksiniz. Valla burada özel hayatınıza dalış yapma gibi bir meylim falan yok. Bunu sadece benim e-mail kutuma gelen accayippp forward maillerden bahsetmek için sordum.

Belli aralıklarla şu tip mailler geliyor: size gönderdiğimiz bu maili siz de tanıdığınız, bildiğiniz elinizde ne kadar mail adresi varsa gönderin. Eğer gönderirseniz Amerikan tarzı, girişi sütunlu züpper şaane villanız olacak, işiniz yoksa iş bulacaksınız, hatta girdiğiniz işyerinde patronu postalayıp o işyerinin yeni patronu siz olacaksınız. Bankada YTL, $, yuro, yen, kron, hesaplarınız, sonra çok şaane İMKB banka hisseleri v.s. olacak. Hisseleriniz borsa çıkışa geçtiğinde tavan yapcak, hatta tavanı delcek! Sonrasında hanımsanız züpper yakışıklı, karizmatik, züpper zengin, yatı, katları, v.s. gözü sizden başka hiç kimseyi görmeyecek, pasaklı da olsanız, ne olsanız!... bir eşe sahip olacaksınız. Beyseniz, züppeeerr güzzelll, anlayışlı, dırdırı olmayan, bu akşam neredeydin diye sormayan, size boy boy, dizi dizi, birbirinden güzel, sağlıklı, zeki, çocuklar doğuran bir hanımzadeye sahip olursunuz.

Sonra 99.5 yaşına kadar sağlıklı, dinç, beyniniz zulanmadan yaşayıp, hüüpp diye öte tarafa intikal olursunuz.

Sonra daaa ne diyeyim işte; arzu edip de, “hadi yaaa bu da mı olcak”,diyeceğiniz dilekleriniz de olur. Her şey bir tık ötede. Her gün anlamsız yerlere tık yapacağınıza, bugün sadece bir tık yapın dilekleriniz yerine gelsin.

Yalnız ve yalnızzzz eğer bu tıkkı yapmazsanız; eviniz yanar, su basar, anında hasta olursunuz, arabanız yola çıktığı anda kaza yapar. Aklınıza gelmeyen en kötü şeyler, başınıza gelir. Ona göre!... Hıııı!!!!

Biz buna benzer dilekleri ortaokul sıralarında çok gördüydük. Bu tip metinler yazılır, bunu tez elden 7 kişiye dağıt dağıtmazsan hayatın mahvolur tarzında şeyler. Oysa ki dağıtırsan hayatın sarp ve dikenli yollarına dalmadan asfalt yolda, yağ gibi akıp gidersin. Şimdi yine net ortamında görüyorum. O zamanlar bunun hristiyanlık propagandası yapan misyonerlerin işi olduğunu söylerlerdi. İyice saf olduğumuz dönemlerde yapmaya yeltenmiştik. Sonra “hadi yaaa, işin mi yok” diyebildik Allahtan!

Şimdi ise değil tık yapmak, bidtabii ki kılımı dahi kıpırdatmıyorum. Yapmadığım için başıma kötü bir şey de gelmedi. Buna göre diyebiliriz ki tık yaparsak da bir şey olacağı yok.

Yok da arkadaşlar, bunu yapmalarının sebebi ne? Bunca zaman kaybı neden? Can sıkıntısı mı? Yoksa altında başka şeyler mi var?

Bir bilen var mı acep? Ben başka şeyler düşünüyorum da insanlar ne kadar da …göz olmuşlar yahuuu, diyorum….

Kalın sağlıcakla…

tr0yan0.blogspot.com

Kızıl Gezegen'de hayat arayışı sürüyor




Mars’ta bilim insanları robotlar aracılığıyla dört koldan canlı hayatın arayışı peşinde. Suyun aktığı her herde yaşam olduğuna olan inanç, Mars’ta mutlaka canlıların izinin bulunacağı noktasında odaklandı. Son olarak ise bilim adamları kaya parçası örtüsünün altında geniş buz tabakaları keşfettiklerini açıkladı. İşte hayat arayışlarının sürdüğü Kızıl Gezegen Mars'tan çarpıcı kareler...





Gelini tecavüzü anlatınca kalp krizi geçirdi






















Samsun'da 20 yaşındaki gelini Y.S'ye tecavüz suçundan ilk kez hakim karşısına çıkan 49 yaşındaki Mehmet S, Y.S'nin ´Islak elbiselerimi kuruturken, kayınpederim bana tecavüz etti´ deyince, duruşma salonunda kalp krizi geçirdi. Mehmet Y, ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Samsun'un Tekkeköy İlçesi Yaylageriş Köyü'nde geçen yıl ekim ayında meydana gelen olayda, Y.S. eşi Bayram S.'nin (25) çalışmak için İstanbul'a gitmesi üzerine evde kayınpederiyle yalnız kaldı. İddiaya göre, Y.S, kayınpederi tarafından elleri ve ayakları bağlandıktan sonra tecavüze uğradı. Y.S buna rağmen olayı kimseye anlatmadı. Ancak bu yılın haziran ayı içinde yine tecavüze uğrayınca durumu önce kayınvalidesi Zehra S.'ye (45) yaşadıklarını söyledi. Ardından da Jandarmaya şikayette bulundu. Yakalanan Mehmet S tutuklanarak cezaevine konuldu. Ancak eşinden baskı gördüğünü iddia eden Y.S, duruşmanın görüleceği mahkemeye dilekçe vererek davasından vazgeçti. Cezaevinde 4 ay tutuklu kalan Mehmet Y. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tecavüz suçundan ilk kez hakim karşısına çıkan Mehmet S, gelininin kendisine iftira attığını öne sürdü. Savunmasında, ôBen onu kızım gibi severdim. Kendisine elimi bile sürmedim. Ailesiyle benim aram bozulunca bana iftira attıö dedi.

Daha önce mahkeme verdiği dilekçede kayınpederinden şikayetçi olmadığını belirten Y.S ise katıldığı duruşmada Mehmet S'nin kendisine tecavüz ettiğini söyleyince herkesi şaşırttı. Eşinin baskısı sonucu daha önce şikayetini geri aldığını belirten Y.S, geçen yıl ekim ayında eşi Bayram S.'nin çalışmak için İstanbul'a, kayınvalidesinin de Kocaeli'nin Gebze İlçesi'ndeki yakınlarının yanına gittiğini anlattı ve ôBu yüzden kayınpederim ile aynı evde yalnızdık. Bir gece odama girdi, (yağmur yağıyor, kalk mısırları toplayalım, ıslanmasın) dedi. Bende kalktım. Birlikte mısırları topladık. Elbiselerim ıslandığı için sobanın yanına oturup sırtımı kurutuyordum. Bu sırada üzerime çullandı. Elbiselerimi çıkardı. Ellerimi ve ayaklarımı başörtüsüyle bağladı. Odada yatan küçük kızları duyar diye bağırdım ama kimse duymadı. Ağzımı da bağladıktan sonra bana tecavüz ettiö dedi. Olaydan 1 ay sonra eşinin, kayınvalidesiyle birlikte eve döndüğünü de belirten Y.S, ôBaşımdan geçenleri hem kayınvalideme, hem de eşime anlattım. Ancak bana inanmadılar. Kayınpederimin tacizleri bundan sonra da devam etti. Sonunda dayanamadım ve bu yılın haziran ayında jandarmaya şikayette bulundumö dedi.

Bu sırada gelininin anlattıklarını sanık sandalyesinde dinlerken birden fenalaşan Mehmet S., kalp krizi geçirince aniden yere düştü. Kalp hastası olduğu belirtilen Mehmet S.'ye önce Adliye Binası'ndaki doktorlar tarafından müdahalede bulunuldu. Ardından da 112 acil servis ekipleri tarafından muayene edilen Mehmet S. Ambulansla Samsun Devlet Hastanesi'ne sevkedildi. Duruşma ise ileri bir tarihe ertelendi. Mehmet S'nin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.